Categories
Blog Yazıları

Özel Belgede Sahtecilik

Belgede sahtecilik suçları kamu güvenine karşı suç kapsamına girer. Belgede sahtecilik suçlarında iki ayrı hukuki menfaatin ihlali söz konusu olur. Bunlardan ilki hukuki ilişkilerdeki güvendir. Gerçekten olağan koşullarda bir belge çoğunlukla herhangi hukuki bir ilişkinin varlığı ortaya koyar. Bu nedenle üzerinde yapılan tahribat veya değişiklik hukuki ilişkiye olan güveni ihlal etmektedir. İkincisiyse belgenin bir ispat vasıtası olması nedeniyle belgenin gerçekliği halinde garantisini bulan belirli menfaattir. 

Ceza hukuku anlamında belgeden bahsedilebilmesi için öncelikle yazılı olması gerekmektedir. Yazıya dökülmeyen söz veya vaatlerdeki gerçeği yansıtmayan durumlar belgede sahtecilik kapsamında değerlendirilmez. Belgenin düzenleyeni belli olmalı ve belge bir içeriğe sahip olmalıdır. 

Resmi belgenin karşılaması gereken ayrıca şartlar varken özel belge için böyle bir husus söz konusu değildir. Yukarıda bahsi geçen şartları varlığı özel belgeden bahsedebilmek için gerekli ve yeterlidir.

Özel belgede sahtecilik suçu herkes tarafından işlenebilir. Resmi belgede sahtecilik suçunun bazı biçimlerinde suçun faili yalnızca kamu görevlisi olabilirken bu suç için böyle bir ayrım yoktur. 

Özel belgede sahtecilik suçu TCK’nın 207. ve 208. Maddelerinde düzenlenmiştir.

Türk Ceza Kanununun 207. Maddesi:

Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

Özel belgelerde sahtecilik suçunun cezalandırılması için özel belgeyi kullanmak şarttır, yalnızca özel belge düzenlenmiş olması cezalandırılmaz. Bununla beraber sahte belgeyi düzenleyen kişi, kullanan kendisi olmasa dahi suçun failidir ve cezalandırılır. Eğer düzenleme ilk bakışta anlaşılacak kadar kabaysa yani bir anlamda belgenin kullanım gücü yoksa o halde suç oluşmaz.

Özel belgede sahtecilik suçu belirtildiği üzere yalnızca kullanma yoluyla da işlenebilir. Şöyle ki, kişi elindeki belgenin sahteliğini bildiği halde bu belgeyi kullanırsa cezası, özel belgeyi düzenleme veya değiştirme suçunun  cezasının alt ve üst sınırlarına göre belirlenir.

Özel belgede sahtecilik suçu cezasının alt ve üst sınırları resmi belgede sahtecilik suçu cezasının alt ve üst sınırlarına göre daha az olacak şekilde kanun koyucu tarafından belirlenmiştir. Resmi belgelerin özel belgelere oranla inandırıcılığı ve kamuda yarattığı güven hissi daha yüksektir. Her iki suç da kamu güvenine karşı işlenen suçlar olduğundan kanun koyucunun alt üst sınırları bu şekilde belirlemiş olması doğaldır. 

Bununla beraber bazı belgelerde yapılan sahtecilik, kanunun 210. Maddesine göre resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanmasını gerektirir.

Türk Ceza Kanununun 210. Maddesi: 

Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması halinde, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır. 

Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur. 

Üzerinde sahtecilik yapılan özel belgeler 210. Maddede belirtilenlerden biri kapsamında değerlendiriliyorsa verilecek ceza resmi belgede sahtecilik hükümleri çerçevesinde belirlenir. 210. Maddenin ilk fıkrasındaki belgeler özel belge olmasına rağmen kamuda yüksek güvenilirliği olan belgelerdir. Bu nedenle bu kapsamda değerlendirilmesi doğrudur.

Özel belgede sahtecilik suçu bozma, yok etme veya gizleme suretiyle de işlenebilir.

Türk Ceza Kanununun 208. Maddesi:

Gerçek bir özel belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

KAYNAKÇA

Gökcan, Hasan Tahsin. Özel Belgede Sahtecilik Suçu. Ankara Barosu Dergisi. 2009

Toroslu, Nevzat. Ceza Hukuku Özel Kısım. Savaş Yayınları. Ankara. 2018.

Yargıtay Kararları

“Kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen bütün unsurları taşıması gerekli olup; ayrıntıları Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 14.12.1992 tarih ve 1/5 ve Ceza Genel Kurulu’nun 24.03.1998 gün ve 51/106 sayılı kararlarında açıklandığı üzere; kambiyo senetlerinde bulunması zorunlu olan keşide yerinin bir duraksamaya meydan vermeyecek biçimde açık ve anlaşılır olması gerekmektedir. Suça konu bononun dosyada bulunan fotokopisinde keşide yerinin bulunmaması ve unsurları tam olmayan bononun özel belge olduğunun anlaşılması karşısında, sanıkların özel belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülmesi ile resmi belgede sahtecilik suçundan hükümler kurulması……bozmayı gerektirmektedir.” (Yargıtay 11.CD E.2017/7009 K.2020/4334)

“Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz başvurularının incelenmesinde suça konu “…antentli ve …A.Ş. kaşeli ve imzalı” sahte bir EFT talimatlarının özel belge niteliğinde olup, resmi belge niteliğinde niteliğinde bulunmadığı, bu nedenle özel belgede sahtecilik suçunun oluştuğu ancak olağanüstü zamanaşımı nedeniyle davanın düşmesine…… karar verilmiştir.” (Yargıtay 15. CD E. 2020/3689 K.2020/6853)