Categories
Blog Yazıları

Soybağının Reddi Davası

Soybağı dar ve geniş anlamlarda kullanılabilir. Geniş anlamda soybağı kişinin üstsoyu ile olan ilişkisini ifade ederken dar anlamda soybağı kişinin ana ve babasıyla olan ilişkisidir. Kanuna göre soybağı ana ile çocuk arasında doğumla kurulurken baba ile çocuk arasında durum biraz daha farklıdır. Çocuk ve baba arasındaki soybağı ana ile olan evlilik, tanıma veya hakim kararı (açılan babalık davasında kurulan hüküm) ile kurulur.

Türk Medeni Kanununun 285. Maddesi:

Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. 

Bu süre geçtikten sonra doğan çocuğun kocaya bağlanması, ananın evlilik sırasında gebe kaldığının ispatıyla mümkündür. 

Kocanın gaipliğine karar verilmesi hâlinde üçyüz günlük süre, ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden işlemeye başlar. 

Soybağının reddi davası bozucu yenilik doğuran bir davadır. Bu davanın kabulü halinde baba ile çocuk arasında kurulmuş olan soybağı ortadan kalkar. 

Babalık Karinesi ve Karinenin Bertaraf Edilmesi

Kanunda analık karinesi kesin karinedir yani aksi ispat edilemez. Bununla beraber babalık karinesi ise adi karinedir ve aksi ispat edilebilir. Soybağının reddi davasının kabulüne esasen bu adi karinenin çürütülmesi üzerine karar verilmektedir. Kanunda babalık karinesinin adi karine olarak belirlenmesi önemlidir; eğer babalık karinesi analık karinesinde olduğu gibi kesin karine kabul edilmiş olsaydı, aksi ispatlanamadığından soybağının reddi söz konusu olmayacağından bu durum sosyal hayatta ciddi sorunlara yol açardı.

Kanuna göre, evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Yani eşler arasında evlilik birliği devam ederken doğan çocuğun babası kadının yani ananın kocasıdır, eğer eşler boşanmışsa ve boşanmanın üzerinden üç yüz gün geçmeden çocuk doğmuşsa o halde yine çocuğun babasının kadının boşandığı eşi olduğu kabul edilir. Kanun bu süreyi kadının hamilelik süresi üzerinden belirlemiştir.

Bu karinenin aksinin ispat edilmesi üzerine açılacak olan soybağının reddi davasını koca, çocuk ve kanunun belirlediği durumlarda kocanın altsoyuyla beraber ana-babasına ve baba olduğunu iddia eden üçüncü kişiye dava açma hakkı tanınmıştır.

Çocuk evlilik birliği devam ederken veya bittikten sonraki üç yüz gün içinde doğmuşsa soybağının reddi davalarında davacının, çocuğun babasının ananın kocası olmadığını ispat etmesi gerekir. 

Türk Medeni Kanununun 291. Maddesi:

Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir. 

Ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açar. 

Kocanın açacağı soybağının reddi davasına ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır. 

Görevli Ve Yetkili Mahkeme

Soybağının reddi davasında görevli mahkeme aile mahkemesi yetkili mahkeme ise taraflardan birinin doğum veya dava sırasındaki yerleşim yeri mahkemesidir. Eğer davacı kocaysa dava ana ve çocuğa karşı; davalı çocuksa o halde dava ana ve kocaya karşı açılır.

Soybağının Reddi Davasında Hak Düşürücü Süre

Soybağının reddi davası hak düşürücü sürelere tabi bir davadır ve sürelerin kaçırılmaması çok önemlidir. Sürelerin kaçırılmasının sonucu taraflar için çok ağır sonuçlara neden olur. çocuk ve baba birbirlerine soybağı ile bağlı kalmaya ve birbirlerinin mirasçıları olmaya devam ederler. Soybağının reddi davasının hak düşürücü süreleri kanun koyucu tarafından belirlenmiştir.

Türk Medeni Kanununun 289. Maddesi:

Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorundadır.

Çocuk, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır. 

Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.

Yargıtay Kararları

“1.Soybağına ilişkin davalar kamu düzenini yakından ilgilendirdiğinden bu tür davalar için hak düşürücü süreler düzenlenmiş olup, çocuğun açacağı babalık davası yönünden hak düşürücü süre AYM tarafından iptal edilmiş ise de, soybağının reddi davası yönünden hak düşürücü süre varlığını korumaktadır. 
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 289. maddesinde; kocanın, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl, çocuğun ise ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde soybağının reddi davasını açmak zorunda olduğunu, gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlayacağını, 291. maddesinde ise; dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyunun doğumu ve kocanın ölümünü öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davası açabileceklerini hükme bağlamıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; mahkemece Mehmet Ali ile Esma’nın evlilik birliği içinde doğan davacı …’ın, baba Mehmet Ali ile soybağının reddi istemi yönünden Kanun’da öngörülen hak düşürücü süreler yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi,
2.Davacı …’ın biyolojik babasının davalı … olduğu iddiası yönünden;
Babalığın hükmen tespiti davası açan kişinin bir başka erkekle soybağı ilişkisi geçersiz kılınmadıkça babalık davasının dinlenmesi mümkün değildir. Dolayısı ile babalığın tespiti talebinin eldeki dosyadan tefriki ile başka bir esasa kaydedilerek, soybağının reddi davasının sonucu beklenip bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, doğru örülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 8.HD 2020/1467 E. 2020/3892 K.)

“04.06.1958 tarihli ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara, ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükümlerini tespit etmek görevi hakime aittir. TMK’nin 287/2. maddesi uyarınca, evlenmeden başlayarak en az yüz seksen gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden başlayarak en fazla üç yüz gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır. Dosyadaki nüfus kayıtlarından; anne … Kasırga ile …’nin 13.11.1991 tarihinde evlendikleri, 17.11.2011 tarihinde boşandıkları, küçükler …’in 01.07.2004, …’ın 23.04.2006 doğumlu olarak 26.09.2011 tarihinde … ve …’nin nüfusuna tescil edildiği, baba olduğu iddia edilen …’ın 26.09.2014 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Buna göre, küçükler … ve … anne … ve koca …’nin evlilikleri sürecinde dünyaya geldiğinden, …’nin nüfus hanesine tescilleri yasa gereğidir. Dava bu haliyle, küçüklerin babasının … olmadığı iddiası bakımından 4721 sayılı TMK’nin 286. maddesi kapsamında soybağının reddi, biyolojik babasının … olduğu iddiası yönünden ise aynı Kanun’un 301. maddesi kapsamında babalığın tespiti istemine ilişkindir. Küçüklerin … ile olan soybağı ilişkisi geçersiz kılınmadıkça babalık davasının dinlenmesi mümkün olmadığından, eldeki davaya soybağının reddi olarak bakılarak, davada taraf teşkili sağlanıp, iddia ile ilgili olarak DNA raporu da aldırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi, babalığın tespiti talebinin eldeki dosyadan tefriki ile başka bir esasa kaydedilerek soybağının reddi davasının sonucu beklenip bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi hükmünün bozulması gerekmiştir.” (Yargıtay 8.HD 2018/14234 E.  2020/657 K.)