Categories
Blog Yazıları

Hakaret Suçu

Hakaret suçu kanunda “şerefe karşı suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Şeref kavramıyla ilgili olarak su söylenebilir ki kişinin sosyal değerini oluşturan her bir nitelik, şeref kavramının bir parçasıdır. Kanunun bu anlamda korumaya çalıştığı, kişinin kendine veya toplumun kişiye duyacağı saygıyı ve itibardır. Bu nedenle kanun hem yüze karşı hem de yoklukta ve alenen işlenen hakaret suçunun cezalandırılacağını öngörmüştür. Hakaret TCK’nın 125 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.

Türk Ceza Kanununun 125. Maddesi:

(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. 

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur. 

(3) Hakaret suçunun;

a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı, 

c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, 

işlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz. 

125. madde ve devamında düzenlenen hakaret suçları genel hakaret suçlarıdır. Bunlarla beraber kanunun çeşitli maddelerinde yer alan özel nitelikli hakaret suçları da vardır. (Cumhurbaşkanına hakaret, Devletin egemenlik alametlerini aşağılama vs.)

Hakaret suçunun oluşması için kişinin onur, şeref veya saygınlığının zarar görmesi gerekmez. Bunları rencide edebilecek somut bir fiil veya olgu isnat etme veya sövme yoluyla bunlara saldırı varsa o halde hakaret suçu oluşmuştur. Kişinin bundan zarar görmüş olması şartı aranmaz. Bu nedenle hakaret suçu tehlike suçu olarak nitelendirilir.

Burada somut bir fiil isnat etme veya sövmenin niteliğinin objektif niteliklere göre değerlendirilmesi gerektiğini söylemek gerekir. Bununla beraber, yapılacak objektif değerlendirmede mağdurun sosyal durumu da dikkate alınır.

Hakaret Suçunun Mağduru

Hakaret suçunun mağduru yalnızca gerçek bir kimse olabilir, tüzel kişiler hakaret suçunun mağduru olamaz. Hakaret suçunun belli veya belirlenebilir kişi veya kişileri hedef alması gerekir. böyle olmayan ancak bir topluluğu hedef alan her türlü fiiller “kamu barışına karşı suçlar” başlığı altında düzenlenen suçlardan birini meydana getirebilir. Örneğin, şu milletten insanlar aptaldır sözü bu kapsamda değerlendirilir, hakaret kapsamında değerlendirilmez. Bununla beraber belirlenebilir kişilere karşı bir fiil varsa; örneğin, bir öğretmen şu sınıfı öğrencilerinin tamamı aptal diyorsa burada hakaret suçundan söz edilir.

Türk Ceza Kanununun 126. Maddesi:

Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır. 

Kanunda açıkça belirtildiği üzere ismi açıkça belirtilmese dahi mağdur duraksanmadan belirlenebiliyorsa o halde hakaret suçu hem ismi belirtilmiş hem de açıklanmış sayılacaktır. 

Hakaret Suçlarının İşleniş Şekli

Hakaret suçları huzurda veya gıyapta işlenebilir. Hakaret suçu 125/2’de belirlendiği üzere sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle de işlenebilir. Bu gibi durumlarda suçun huzurda işlendiğine şüphe yoktur. Her ne kadar fail ve mağdur fiilen yüz yüze değilse de fail mağdurun hazır olduğunu bilerek bu suçu işlemektedir. 

Hakaret suçunun gıyapta işlenebilmesi için en az 3 kişi ile ihtilat şarttır. Bu durumda kişiye isnat edilen olgunun veya nitelendirmenin ya da sövmenin üçüncü kişinin bilgisine ulaşması yeterlidir. Burada aynı anda ihtilat edilebileceği gibi (Örneğin, en az üç kişiye ulaşabilecek şekilde ileti göndermek) dağınık olarak ihtilat edilerek de gıyapta hakaret suçu işlenebilir. 

Hakaret Suçunun Nitelikli Hali

Hakaret suçunun kamu görevlisine karşı görevinden dolayı; kişinin dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı, kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle işlenmesi ağırlaştırıcı neden olarak kanunda sayılmıştır. Bu şekilde işlenen hakaret suçlarında cezanın alt sınırı bir yıla yükseltilmiştir.

KAYNAKÇA

Aydın, Devrim. Türk Ceza Kanunu’nda Hakaret Suçu. Prof Dr. Nur Centel’e Armağan.

Korkarer, Mustafa Can. Hakaret Suçu. İstanbul. 2008.

Toroslu, Nevzat. Ceza Hukuku Özel Kısım. Savaş Yayınları. Ankara. 2018. 

Yargıtay Kararları

Katılanın sanığa göndermiş olduğu mesajda hakkını helal etmeyeceğine yönelik ifadesine sanığın “…bende hakkın varsa Allah rızası için etme, edersen şerefsizsin…” diyerek karşılık verdiğinin anlaşılması karşısında, isnadın şarta bağlı veya bir olasılık halinde dile getirildiği, hakaret etme kastıyla hareket edilmediği gözetilmeden sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi, kanuna aykırı bulunarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir. (Yargıtay 18. CD E. 2015/11227 K.2016/14515)

Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Olay günü sanıkların katılana yönelik söylediği iddia edilen “ne biçim insansınız, terbiyesiz, Artura yakışmıyorsunuz ” şeklinde ve kaba ifade niteliğindeki sözlerinin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanıklar hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi kanuna aykırı bulunarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir. (Yargıtay 18. CD E.2019/7668 K.2020/9818)

Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını oluşturması gerekmektedir. Olay günü sanığın, “sen çok terbiyesiz, riyakar, yalancı birisin N.Ç suratına da söyledim, yine söylüyorum. Din tüccarlığı yapıyorsun, dini alet ederek kendini haklı gösterme çabalarında bundan biraz adam ol, bazı insanlar iki taraflı oynar, ama sen her taraflı oynuyorsun” şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı bulunmuştur, hükmün bozulmasına karar verilmiştir. (Yargıtay 18.CD E.2018/1547 K.2019/11986)